Descartes-Locke ve Bacon (Akılcılık ve Deneycilik Çalışma Kağıdı)

 

 

DESCARTES(1596-1650): Rasyonalizm (Akılcılık)

 

“Yöntem Üzerin Konuşma” adlı eserinden,

  1. Bölüm:

“Sağduyu dünyada en iyi paylaştırılmış şeydir, çünkü her insan kendi payının o kadar iyi olduğunu savunur ki, başka her şeyde en güç memnun olanlar bile, kendilerinde bulunan sağduyudan fazlasını arzu etmezler. Herkesin birden buna aldanmış olmasına ihtimal verilemez: fakat, bu, daha çok, özellikle sağduyu ya da akıl denilen İYİ HÜKÜM VERMEK VE DOĞRUYU YANLIŞTAN AYIRMAK GÜCÜNÜN bütün insanlarda yaradılıştan eşit olduğunu gösterir; böylece, kanılarımızın başka başka olması bazılarımızın ötekilerden daha akıllı olmasından  değil, sadece düşüncelerimizin ayrı ayrı yollardan götürmemizden ve aynı şeyleri göz önünde bulundurmamamızdan ileri gelir. Çünkü sağlam zihinli olmak yetmez, asıl olan onu iyi kullanmaktır.  En büyük ruhlar, en yüce iyilikler kadar, en büyük kötülükleri de işleyebilirler; ve pek yavaş yürüyenler de, eğer daima doğru yolu izliyorlarsa, koşup ta doğru yoldan uzaklaşanlardan daha çok ilerleyebilirler.

....

Şu halde, amacım burada herkesin aklını iyi kullanması için gereken metodu öğrenmek değil, yalnız kendi aklımı ne şekilde kullanmaya çalıştığımı göstermektir. Başkalarına öğütler vermeye kalkışanlar, kendilerini onlardan daha usta ve becerikli sansalar gerektir...”

 

 

2.BÖLÜM:

   DOĞRU BİLGİYE ULAŞMAK İÇİN KULLANILAN YÖNTEM:

SAYFA 21: “ Birincisi, doğruluğunu apaçık olarak bilmediğim hiçbir şeyi doğru olarak kabul etmemek: yani acele ile yargıya varmaktan ve önyargılara saplanmaktan dikkatle kaçınmak ve vardığım yargılarda, ancak kendilerinden şüphe edilmeyecek derecede açık ve seçik olarak kavradığım şeylere yer vermek.

 

İkincisi, inceleyeceğim güçlükleri daha iyi çözümlemek için her birini, mümkün oluğu kadar bölümlere ayırmaktı.

 

Üçüncüsü, en basit ve en anlaşılması kolay şeylerden başlayarak, tıpkı bir merdivenden basamak basamak çıkar gibi en bileşik şeylerin bilgisine yavaş yavaş yükselmek için –….– düşüncelerimi bir sıraya göre yürütmek.

 

Sonuncusu ise, hiçbir şeyi atlamadığımda emin olmak için , her yanda eksiksiz sayımlar ve genel kontroller yapmak.

 

YÖNTEMSEL ŞÜPHE: Doğru bilgeye ulaşmada şüpheyi yöntem olarak kullanmıştır.

 

 

John Locke (EMPRİZM, DENEYCİLİK)

Tabula Rasa (boş levha) İnsan zihni doğuşta boş bir levhadır.

 

 

Bütün bilgilerimizin kaynağı deneydir.

1-Dış deney. Örneğin, yapılan araştırmalar sars cov2 adlı virüsün damlacık yolu ile insandan insana bulaştığını ortaya koymuştur.

2-İç deney. Örneğin, yukarıdaki bilginin ışığında akıl yürütme ile çıkarsamada bulunulması; maske, mesafe, hijyen.

Francis Bacon ve Tümevarım yöntemi:
Francis Bacon (1561 - 1626), İngiliz devlet adamı ve filozofudur.

Aristoteles’in “tümdengelim” yöntemine karşı Bacon, “tümevarım” yöntemini öne sürer (Görsel 3.7). Bacon’a göre doğru düşüncenin önünde engeller, yanlış fikirler ve onun tabiriyle idoller vardır. Doğayı bilmek ona yönelimle başlar. Bu yönelimin sonuçlarının doğru bilgi oluşturabilmesi için önceki yaşamın tecrübe ve etkilerinden aklın sıyrılması gerekir. Doğanın doğru bilgisi için ilk önce ona yönelen zihin; kuruntulardan, ön yargılardan ve putlardan yani F. Bacon’ın adlandırması ile “idol”lerden kurtulmalıdır. Ona göre zihne engel dört put yani dört idol vardır: kabile (soy), mağara, çarşı-pazar ve tiyatro idolleri.

Bu yanlış fikir ve yargılardan tümevarım ile kurtulmak mümkündür. Bilimsel araştırmada olgusal verilerin bir araya getirilmesi ve belli bir kurala göre düzenlenmesi gerekmektedir. Skolastik geleneğin doğruluğu denetlenemeyen kabullere ve yanlış fikirlere dayalı çıkarımları terk edilmelidir. Gözlem ve deneyle olgulara yapılan genellemelerden kaplamı geniş olanlar bilimselliğe giden yolda esas alınmalıdır. Ancak bu aşamalardan sonra tümdengelim yöntemine geçiş yapılabilir.

Bacon, yaşadığı dönemde skolastik bilginlerin etkisini kırmaya çalışmıştır. Önemli bilim insanlarının bir araya getirildiği Kraliyet Bilim Akademisinin kurulmasını sağlamıştır. Bacon, bilimsel yöntemi açıklama ve bilimsel araştırmaya kurumsal bir kimlik kazandırma açısından 15-17. yüzyıl felsefesini etkilemiştir. Ayrıca olgusal olana ve bilimsel bilgiye verdiği önem, günümüz pozitivist felsefesinin epistemik temellerini oluşturmuştur.

 

Tümevarım Örneği:

Tümevarım, gözlenen tek tek olgulardan yola çıkarak genel yargılara ulaşmaktır. Başa bir deyişle tümevarım özelden genele giden bir akıl yürütme türüdür.

Örnek:

 Gözlediğim Seyrek köyünde köyden kente göç oranı azdır.

Gözlediğim Ortaklar köyünde köyden kente göç oranı azdır.

Gözlediğim Geren köyünde köyden kente göç oranı azdır.

Gözlediğim Yanıklar köyünde köyden kente göç oranı azdır.

O halde sulu tarımın yapıldığı köylerde köyden kente göç oranı azdır. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

PLATON’NUN VARLIK, BİLGİ VE DEĞER ANLAYIŞI

ARİSTOTELES: VARLIK, BİLGİ VE DEĞER ANLAYIŞI

15.-17. YY. FELSEFESİ