DOĞA FİLOZOFLARI VE ARKE SORUNU (KONU ÖZETİ) 11. SINIF
MÖ. 6. YY. Doğa düşünürleri, doğa olaylarının nedenlerini, doğadaki varlıkların ilk ilkesini ilk maddesini, temel yasasını açıklamak istemişlerdir. Amaçları, onlara çokluk ve karmaşık görünen doğayı anlamaktı. Onların bu kaygısı ilk bilimsel yöntemin temelini atmışlardır. Sorularına buldukları yanıtlar bugün tam anlamıyla doğru olmasa da yöntemleri doğruydu; Doğayı açıklamak için yine doğaya baktılar. Doğaya ilişkin sorularının yanıtlarını yine doğada aradılar. Onlara doğa filozofları denmesinin nedeni budur.
İşte doğa filozoflarının ilk aradıkları cevabın konusu ARKHE sorunudur. DOĞANIN ARKHESİ NEDİR? Diye sormuşlardır. Yani Doğanın bir ilk nedeni, yasası, ilk maddesi var mı? Bu soruya bulacakları yanıtlarla kendilerine anlaşılır, anlamlı bir dünya kuracaklardı.
DÜŞÜNÜRLERİN “DOĞANIN ARKHE’Sİ NEDİR? Sorusuna yanıtları;
Thales
Yaşadığı (Milet) ve gezdiği (özellikle Mısır) yerlerde suyun hayat verdiğini
görmüş ve varlığın özünün (arkhe) “su” olduğunu ileri sürmüştür. Thales’ i bu
yargıya götüren gözlemdir. Ona göre tüm şeylerin besini nemdir ve ısı, nemle
yaratılıp nemle diri tutulur. Böylece su, her şeyin tek ilkesi olur.
Anaksimandros
Thales gibi arkhe sorunu ile ilgilenmiş ve evrenin özünün, ilk ana maddesinin
ne olduğunu sorgulamıştır. Sonsuz çeşitlilikteki varlığın ancak yine sonsuz bir
maddeden oluşabileceğini savunarak buna “Apeiron” adını vermiştir. Her şeyin
kendisinden çıktığı temel madde, hiçbir zaman soyut bir şey olarak
düşünülmemelidir. Onun tek özelliği vardır; “sonsuz ve sınırsız olması”.
Anaksimenes
Canlı olan her şeyin nefes aldığını, canlılığını yitiren şeylerinse bu
nefeslerini ve sıcaklıklarını kaybettiklerini gözleyerek, varlığın özünün bu
sıcak nefes olduğunu savunmuştur; buna “hava” (psüke) adını vermiştir.
Anaksimenes “Bir hava (soluk) olan ruhumuz bizi nasıl ayakta tutuyorsa, bunun
gibi bütün evreni de soluk ve hava sarıp tutar” demektedir.
Herakleitos
Herakleitos’ a göre evrenin ana maddesi “ateş”tir. Ateş bütün var olanların ilk
ve gerçek temelidir. Bütün karşıtların birliğidir. İçinde bütün karşıtların
eridiği birliktir.
Herakleitos’ da evren devamlı akan bir süreçtir, başı sonu olmayan bir
değişmedir; hiç durmayan bu değişme içinde değişmeden kalan hiçbir şey yoktur.
Her şey akar. Bu sürekli oluş içinde kalıcı bir şey olduğunu sanırsak bu bir
yanılmadır, bir aldanmadır. Kalıcı şeyler varmış sanısına kapılmamız,
değişmenin kuralsız değil de belli bir düzene, ölçü ve yasaya göre olması
yüzündendir. Herakleitos’ a göre evrende egemen olan yasadır, düzen ve akıldır.
(Logos)
Pythagoras
Pythagoras, her şeyin kendisinden çıktığı arkhe olarak “sayı”yı görmüştür. Ona
göre matematik her şeyin özüdür. Evrenin kökeni somut varlıklar değil,
sayılardır. Örneğin bir sayı belli özellikleriyle adalettir, bir başkası
ruhtur, bir başkası akıldır. Onlara göre evren bir sayı uyumudur. Sınırlı ile
sınırsız, tek ile çift, yetkin ile yetkin olmayan karşıtlar kozmos da uyuma
varırlar.
Parmenides
Parmenides, felsefesini, değişmeyen, hareket, etmeyen, bölünmeyen şeye, bir tek
kurala bağlar. Bu kural “Bir”dir. Akıl, gerçek evrenin, var olanın bir olduğunu
gösterir. “Bir”, Tanrı ile özdeştir. “Bir” birliktir, kendi içine kapalıdır,
doğmamıştır, yok olmayacaktır, değişmez, bölünmez, yoğunlaşmaz, seyrekleşmez.
Onun dışındaki her şey yalnızca bir görünüş, bir aldatmacadır. Parmenides’ e
göre çokluk ve değişme de bir yanılmadır.
Elealı Zenon
Zenon, çokluğu ve hareketi varsaymanın düşünülemeyeceğini, böyle bir düşüncenin
insanı çelişmelere sürükleyeceğini göstermeye ve kanıtlamaya çalışır. Bu
kanıtlarda, sonsuz bölünebilen bir uzay ve zamanı kabul etmenin, bizi nasıl bir
yığın güçlükle karşılaştırdığı göstermek istenir. Ona göre, var olanı birçokluk
ve hareket diye düşünürsek çelişmelere düşeriz; öyle ise var olan ancak “bir” ve
“hareketsiz” olandır.
Empedokles
Empedokles’e göre evrenin özünü oluşturan, gerçekten var olan dört öğe vardır.
“Toprak”, “hava”, “su” ve “ateş” olarak belirlenen bu dört değişmez öğe, her
şeyin temelinde yer alır. Evren-deki geri kalan tüm varlıklar, evrendeki oluş
ve değişme, bu dört maddenin farklı oranlarda birleşmesinden meydana gelmiştir.
Bu birleşme ve ayrışmayı sevgi ve nefret kuvvetleri yapar. Maddenin içinde
sevgi ve nefret bulunur. Sevgi çeker birleştirir, nefret ayrıştırır.
Demokritos
Demokritos’ a göre evrenin ilk ana maddesi “atom” parçacıklarıdır. Nasıl ki
dilde her kelime bir takım harflerin birleşmesinden meydana geliyorsa, bunun
gibi nesne de atomların birleşmesinden meydana gelir. Ayrıca bir kelimedeki
harfler şekil ve yer olarak biri ötekinden ayrılabilir. Aynı şekilde atomlar da
şekli ve durumları bakımından birbirlerinden ayrılabilir.
Yorumlar
Yorum Gönder