Felsefede Temellendirme ve diğer kavramlar... (21.12.2020)
2.1.1.7. Felsefede Temellendirme
Felsefede Temellendirme ve Temellendirmenin Önemi Nedir?
Bir düşüncenin, yargının ya da önermenin doğruluğunu göstermek ve bu doğruluğun dayanakları ile gerekçelerini ortaya koymak için kullanılan yola, temellendirme denir.
Yaşantısında pek çok sorunla karşılaşan insan, çözüme yönelik cevapların doğruluğundan şüphe duyduğunda birtakım yollar izler: “Hava kapalı mı?” sorusuna verilen cevaptan şüphe duyan insan, dışarıya kendisi yönelir ve bu cevabın doğruluğunu kendisi dışarıyı gözlemleyerek onaylar ya da kabul etmez. Bazı sorulara verilen cevapların doğruluğu ise birtakım bilimsel araştırmalar sonucunda öne sürülen açıklamaları gerektirir. “Havaya atılan cisimler neden yere düşüyor?” sorusuna verilen cevapların doğruluğu da bu türdendir.
Peki sahip olduğumuz bütün bilgileri nasıl edindik? Bir filozof, bu soruya vereceği cevapta ortaya koyduğu görüşlerini, akla dayanarak ve aşama aşama açıklar, kullandığı kavram ve sözcükleri açık seçik hâle getirir, önermeler arasında bir tutarlılık sağlar. Bir filozof niçin böyle düşündüğünü, deney ve gözlemlerine dayanarak değil, akılsal çıkarımlarla açıklar. Görüşlerini gerekçelendirir; açıklamalarını mantıksal bir bütünlük içerisine yerleştirebilir. Buna da temellendirme denir. Temellendirme ortaya atılan görüş ve iddialar için dayanak ve gerekçe bulma işidir.
Örnek 1:
Herakleitos, doğru bilginin olanaksız olduğunu iddia etmiştir. Bu iddianın felsefe tarihinde yer alabilmesi için ise her iddia veya görüş gibi temellendirilmesi gerekmektedir. Herakleitos, bir filozof olarak bu temellendirmeyi şöyle yapmıştır: Evrene değişim hâkimdir. Bu gözlemlenebilir ve doğrulanabilirdir. Değişen şeylerin ise değişmez bilgisi olamaz. Bu nedenle doğru bilgi olanaksızdır
Örnek 2:
Aristoteles, Nikomakaos’a Etika aflı kitabından. Aristoteles Erdem eylemlerinde orta olmaktır. Fikrini temellendiriyor.
Üzerinde durduğumuz sav, her ne kadar böyle bir sav ise de onu desteklemeyi denemeli. İlkin güç ve sağlık konusunda gördüğümüz gibi “Bu tür şeyler, doğal yapıları gereği eksiklik ya da aşırılık yüzünden bozulur.” savını araştıralım. Nitekim aşırı ve eksik yapılan beden eğitimi gücü yıpratır, aynı şekilde içecek ve yiyecekler çok fazla ya da çok az olduğu zaman sağlığı bozar; dengeli olduğu zaman ise sağlığı meydana getirir, artırır ve korur. Ölçülülük, yiğitlik ve öteki erdemlerde de bu böyledir. Her şeyden kaçan, korkan ve hiçbir şeye dayanamayan korkak; hiçbir şeyden korkmayan, her şeyin üzerine giden cüretli olur. Aynı şekilde her hazzı tadan ve hiçbirinden uzak kalmayan haz düşkünü, yabani gibi hepsinden kaçan ise duygusuz olur.
Ölçülülük de yiğitlik de aşırılık ya da eksiklik yüzünden bozulur, orta olma ile korunur.
...
O hâlde karakter erdeminin orta olma olduğu ve ne şekilde orta olduğu: Biri aşırılık öteki eksiklik olan iki kötülüğün ortası olduğu ve etkilenimlerde ve eylemlerde ortayı hedef edinmekle böyle olduğu yeterince belirtilmiş oldu. Bu nedenle erdemli olmak güç iştir. Her şeyde ortayı bulmak zor iştir. (…) Öfkelenmek, para vermek ve harcamak herkesin yapabileceği kolay bir şeydir ama bunların kime, ne kadar, ne zaman, niçin, nasıl yapılacağı ne herkesin bileceği bir şey ne de kolaydır. Bunları iyi yapmanın ender, övülesi, güzel bir şey olmasının nedeni de bu. Bunun için Kalypso’nun öğütlediği gibi ortayı arayanın önce ona daha karşıt olandan uzak kalması gerekiyor.
Çelişik Nedir, Ne Demektir?
Mantık terimidir, nitelik ve nicelik bakımından birinin doğruluğu ötekinin yanlışlığını ve birinin yanlışlığı ötekinin doğruluğunu gerektiren önermeleri dile getirir.
Çelişik önermelerin, özneleriyle yüklemleri aynı olduğu hâlde, nitelik bakımından biri olumlu ve öteki olumsuz, nicelik bakımından biri tümel öteki tikeldir. Örneğin, “Bütün insanlar akıllıdır-Kimi insanlar akıllı değildir” önermeleri nitelik ve nicelik bakımından çelişiktirler, çünkü biri olumlu, öbürü olumsuz, biri tümel ve öbürü tikeldir. Bu çelişik önermeler birbirlerini yalanlarlar, biri doğruysa öbürü yanlış ve biri yanlışsa öbürü doğrudur. İkisi birden doğru ve ikisi birden yanlış olamazlar.
Önermenin tutarlı olması demek ise, o önermenin içinde çelişik ifadelerin olmadığı anlamına gelir.
Tutarlılık, argümanın ya da argümanı oluşturan önermelerin kendi içinde veya birbiriyle olan uygunluğudur. Tutarlılık, argümanın akıl ve mantık kurallarını dolaylı olarak içeren ve olgusal açıdan kabul edilebilir bir gerekçeye dayanmasıdır.
GERÇEKLİK: Zamanda ve mekanda var olanlar. Nesneye ait bir özelliktir.
DOĞRULUK: Bilgini nesnesine uygunluğunu işaret eden bir kavramdır. Bilgi ile ilgilidir.
Yorumlar
Yorum Gönder