SOKRATES
METNİ OKUYALIM ÖDEVİ YAPALIM:
Devlet’in onuncu bölümünde, çeşitli kaderler arasında bir seçmenin sözü ediliyor (seçme kavramı, günümüz varoluşçularına kadar sürüp gelecektir): Belki arayıp bir adamını buluruz da bize iyi ve kötü yaşamları ayırt etme gücünü ve bilgisini kazandırır.
“İşte Gladukon, insan için en zor an, bu seçme anıdır. O zaman belki bütün bu yolların hangilerini birleştirip hangilerini ayırarak, yaşarken hangilerinin bize ne hayrı olacağını hesaplayarak her yerde ve her zaman mümkün olan en iyi yaşamı seçebiliriz. Öyle bir adam bulursak öğrenelim ondan güzelliğin, yoksulukla zenginliğin, şu ya da bu yatkınlıkla ne türlü birleşmesinden iyilik ya da kötülük çıkacağını... Bütün bunları düşünür, ruhun aslını da göz önünde tutarsak, yaşamların iyisiyle kötüsünü ayırt edebiliriz. İyisi derken, başka her şeyi bir yana atıp, ruhu daha iyi edecek yaşamı anlarız, kötüsü derken de ruhu daha kötü edecek yaşamı... Çünkü yaşarken de, öldükten sonra da böyle bir seçmeden en çok iyilik göreceğimizi
biliyoruz artık. Hades’in ülkesine (ölüm ülkesi) giderken bu inanç, çelik gibi sert olmalı içimizde. Öyle olmalı ki, orada para hırsı ve o cinsten kötülükler gözlerimizi kamaştırmasın. Orta yaşamları seçelim daha çok. Hem bu yaşamda, hem de daha sonrakilerde (Sokrates Platon düşüncesi, insanın çeşitli yaşamlara kavuşacağına, dünyaya daha birçok kez geleceğine inanmaktadır), yukarı ya da aşağı uçlardan kaçınalım. Çünkü insanın mutluluğu
buna bağlıdır “ (Platon, Devlet, onuncu kitap, 618 B, C, D, E ve 619 A, B).
Bu sözlerde, ahlaki- eylemsel, etik anlamda bir özgürlük düşüncesi vardır.
Sokrates iyiyle kötü arasında bir seçme yapabileceğimizi öne sürüyor. Seçmenin bulunduğu her yerde, özgürlük var demektir. Bu sonuç, Sokrates’in töresel düşüncesinde de belirmektedir. Sokrates’e göre iyi, insanı mutluluğa götürür. Aklımız iyiye erseydi, iyiye yönelmemezlik edemezdi. Çünkü akıl dışında başkaca bir istem (irade) yoktur, akıl ve istem aynı şeylerdir. Başka bir deyişle, iyiye eren aklınız iyiye yönelmek zorundadır. Aklımızın iyiye ermesi bir bilgi işidir. Akıl bu bilgiyi edinmemişse, gene zorunlu olarak, iyiye yönelmeyecek
ve bedensel yapının (iştahların) zorunluğuna sürüklenecektir. Daha açık bir deyişle, iyiyi bilirsek zorunlu olarak onu seçeceğiz, iyiyi bilmediğimiz için zorunlu olarak kötüyü seçiyoruz.
“Sorgulanmamış hayat, yaşamaya değmez.” diyerek hayatın sorgulanmasına dikkat çeken Sokrates, soru sorma ve fikir tartışmalarını felsefesinin yöntemi olarak gören filozoftur. Sokrates, ahlak üzerine kapsamlı olarak felsefe yapan ilk filozoflardandır (Görsel 1.12). Sokrates’in ahlak görüşleri, Platon ve Aristoteles’i ve daha birçok filozofu etkilemiştir. Günümüz açısından da evrensel bir niteliğe sahip olma iddiasını taşır. Sokrates, sofistlerin doğru bilginin mümkün olamayacağına yönelik düşüncelerini eleştirir. Sokrates’e göre ahlaki doğrular vardır ve bunlar sofistlerin dediği gibi göreceli değildir. Sokrates’in görüşlerinin ana teması şunlardır:
Bilgi; ahlaklı ve erdemli olmayı getirir, kişinin bilgisizliği ise ahlaktan yoksun davranışlar göstermesine neden olur. Ona göre kimse bilerek kötülük yapmaz. İnsan, özü itibarıyla iyidir. Kötülük, onun bilgisizliğinden kaynaklanır.
“Bir şey biliyorum, o da hiçbir şey bilmediğimdir.” “Hiçbir şey bilmediğimi biliyorum.” Sözleri onu doğa bilimleri alnında görececiliğe ve sofistlere bağlarken, ahlak, eylem, etik alanında ise yunan aydınlanmasına bağlamaktadır. Bu sözü ile Sokrates, bilgilerimizi sorgulamaya, doğru nedir, yanlış nedir araştırmaya girişmiş, ardılları için bunun yolunu açmıştır.
Sokrates, Atina sokaklarında insanları bilgelikleriyle ilgili sorguya çekiyordu. Bu sorgulamanın sebebi ise şu rivayetten çıkarılır; Tanrı Apollon’un (1) kehanetine göre dünyanın en bilge kişisi Sokrates’tir. Sokrates bu kehanete inanmamaktadır. Kehanetin yanlış olduğunu kanıtlamak için önce siyasetçilere gitmiştir. Onların bilgeliğini sorgulamıştır. Bu sorgulamaların sonucunda şu kanıya varmıştır: “Göründüğü kadarıyla ikimiz de güzellik ve iyilik hakkında hiçbir şey bilmiyoruz. O, hiçbir şey bilmediği halde bir şeyler bildiğini sanıyor, oysa ben hiçbir şey bilmemekle birlikte bunun bilincindeyim. Bu durumda hiçbir şey bilmediğimi bildiğim için az da olsa ondan daha bilgeyim sanırım.”
(1) Apollon: Antik Yunan’da sanatların, müziğin, şiirin ve aşkın tanrısıdır. Kehanetleriyle de ünlüdür.
SESLİ KİTAP: SOKRATESİ'İN SAVUNMASI (KİTABI DİNLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ. )
ÖDEV:
Sokrates doğruyu yanlıştan, iyiyi kötüden ayırt edebilmek, iyiyi seçmek konularına çok önem vermiştir. Ona göre erdemler öğretilebilir. “İnsan bilerek kötülük yapmaz” sözünün altında da bu düşünce vardır. Her şey bir yana öğretebilme konusundaki tutumu ile modern eğitime kadar varan süreci başlatmıştır.
Tüm bu açıklamaların da ışığında size “iyi nedir” diye sorsalardı, iyiyi nasıl açıklardınız? (Düşünüp kendinizce, doğru-yanlış kaygısı yaşamadan, yazınız. )
Ödevi 9 Kasım 2020 tarihine kadar felsefeogretmenigulhan@gmail.com adresine gönderiniz.
Yorumlar
Yorum Gönder