Kayıtlar

Ekim, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İki Metin: Felsefe Nedir? Felsefe Hayata Ne Yapar?

Resim
  BİR FELSEFE SORUSU NEDİR? (10. Sınıf Felsefe Ders Kitabı, s. 25) (En altta ödev vardır)   Felsefe sorularının niteliği, felsefenin ne olduğunu gün ışığına çıkarmaya dair açıklanması gereken en önemli konudur. Bilindiği gibi filozoflar soru tutkunudur. Bir ödevi yerine getirmenin verdiği tatla seve seve soru sorarlar. Felsefe sorularının tipik yapısı nedir?   Felsefe soruları kendi başına anlamlıdır. Gündelik olarak eyleme yönelik sorulan sorularda sorunun kendi başına bir anlamı yoktur. Oysa felsefe sorularında daha bir soru olarak bile olmuş bitmiş bir durum vardır. Cevapsız bile kalsa belki de tam bir cevap gerektirmediğinden daha soru olarak yeterince bir başarı ortaya koyar, belirli bir boyutu aşar. Bir soru ile insanlar belli bir yöne bakmaya başlar.   Felsefe soruları, insanın ilkin kendisine sorduğu sorulardır. ... Filozof başka birine soru soran kişi değil, kendine soru soran kişidir. Bir felsefe sorusu, filozofu kendi kendisiyle konuşmaya başlatır. Peki

ANTİK ÇAĞ’DA TOPLUM ve İNSAN FELSFESİ - SOFİSTLER

Resim
  ANTİK ÇAĞ’DA TOPLUM ve İNSAN FELSFESİ     MÖ 6-MS 2. yüzyıl felsefesinde doğa filozoflarından sonra insanın merkeze alındığı felsefi düşünceler tartışılmaya başlanmıştır. Bu tartışmaların bir tarafı Sofistler diğer tarafı ise Sokrates’tir. Sofistler; para karşılığı ders veren, bir konuda uzmanlaşmış bilgili kişilerdir. Bu kişiler özellikle konuşma sanatında (hitabet) ve siyasette eğitim vermişlerdir. Dolayısıyla ikna kabiliyeti yüksek olan Sofistler, bilgide kesinliğin olmadığını bu yüzden kesin bilgi arayışının da doğru olmadığını savunmuşlardır. Sokrates ise böyle bir bilginin var olduğunu ve ahlaki bilgilerin de bu türden bilgiler olduğunu savunmuştur. Sofistler ve Sokrates hakkındaki bilgiler daha çok Sokrates’in öğrencisi olan Platon’un yazmış olduğu diyalog türü eserlere dayanır. (11. Sınıf Felsefe Ders Kitabı, sayfa 23)  Sofistler:   Gorgias, “Hiçbir şey yoktur, olsa da bilemeyiz, bilsek de aktaramayız.” Bu sözü ile algilarımızın göreceli, duyularımızın değişken